Öğrenci Filmleri

Gecen hafta 14. Adana Altın Koza film Festivali Öğrenci Filmleri Yarışmasında ön jürilik yaptım. Normalde bu tür jürilik meselelerinden uzak duruyorum ama Hilmi Etikan çağırınca sakınca görmedim.

Toplam 120 kadar film izledik. Görüyorum ki öğrenci filmlerinde aynı hatalar sürüp gidiyor. Naçizane öneriler ve yorumlar yapayım dedim. Filmlere tek tek değinmem olanaksız ama geneli için şunları düşünüyorum:

1 – Herkesin söylediği ve kimsenin dinlemediği klasik cümleyi edeyim: Filmler çok uzun! 29 dakika uzunluğunda bir sürü film vardı. Yanlış anlaşılmasın bir filmin 29 dakika sürmesine karşı değilim ama bu filmleri yapan arkadaşlara şunu samimi olarak sormak isterim: 29 dakika boyunca anlatacak bir şeyiniz var mı gerçekten? Bu filmlere bakıyorum benim elime gelse kurgucu olarak 20 dakikasını rahatlıkla atabilirim. Öğrenci arkadaşlara sesleniyorum: LÜTFEN FİLMİNİZİ KESİN! Kesmek ayıp bir şey değil. Her karenin hesabını yapmanız gerekir. Eğer attığınızda filminizden bir şey eksilmiyorsa işe yaramıyor demektir. Filminizi bu işlerle ilgisiz insanlara da izletin ve yorum alın. Sıkılıyorlarsa bir hata var demektir. Hayır ?sıkıcı? olmak bir başarı değil ve evet ben de zamanında ?sıkıcı? filmler yaptım! Bunu hatırlatmanıza gerek yok 🙂 1992’de ben de kendimi Tarkovski sanıyor ve uzun uzun planlar çekmeye bayılıyordum.

2 – İkinci büyük sorun genelde filmlerin tempolarının çok düşük olması. Yukarıda bahsettiğim ?uzunluk? tek başına sorun değil. Film vardır gerçekten uzun olması gerekir ama hem uzun hem de tempo düşükse zor izleniyor. Tabi ki bazı filmlerin de öyküleri gereği tempoları düşük olmalıdır. Ama gördüğüm örneklerde bu yok. Nedeni belirsiz bir tempo düşüklüğü var sadece.

3 – Filminizin ilk 1-2 dakikası çok önemli. Bu süre dolana kadar jüriler (ve tabi seyirciler) ilk izlenimi edinmiş oluyorlar. Bu yarışma için izlediğimiz bir filmde jenerik 5 dk. 36 sn. sonra giriyordu. İnsaf diyorum!

4 – TV dizisi veya TV filmi gibi filmler hala çok yaygın. Yıllardır aynı şeyi söyleyip duruyoruz: Kısa film yapıyorsunuz: Kanal X yöneticilerinin beğenileri düzeyinde iş yapmak zorunda değilsiniz. O tür işleri zaten ileride sektörde bol bol yapacaksınız. Farklı ama kusurları olan bir film kusursuz ama yeni hiç bir şey söylemeyen filmden çok daha değerli bence. Yeni bir şey söyleyebileceğiniz tek konum da öğrencilik aslına bakılırsa. Bu fırsatın heba edilmesi çok üzücü.

5- Canlandırma alanında teknik olarak başarılı işler var ama anlatım sorunları çok yoğun. Filmlerin ne anlattığını anlamak gerçekten çok zor. Bir de hazır 3B modellerle yapılmış animasyonlar var ki bunları ayrı bir kategoride değerlendirmek gerek.

6- Müzik konusunda inanilmaz bir kayıtsızlık söz konusu: İzin almadan piyasadaki CD ve mp3 lerden filminize müzik koyamazsınız, koymamalısınız ve koymayınız! Öğrenci işinde bile olsa bu yasal değil.

7 – Teknik olarak belirli bir düzelme var ve bu sevindirici. Ancak estetik olarak eksikler çok. Seçilen mekanlar, oyuncuların üst başları, evler, ışıklar?¦ Çoğu filmde büyük bir özensizlik hakim. Tabi ki profesyonel ekip tutun demiyorum ama her çektiğiniz plana özenmeniz gerekir diyorum.

8 – Deneysel kategoride katılan çoğu film deneysel değildi. Sanırım bu konuda da bir kafa karışıklığı söz konusu.

PS: Burada yazdıklarım benim kişisel görüşlerimdir, jürinin veya organizatörlerin değil. Dolayısıyla eleme sonuçlarıyla doğrudan ilişkilendirmek hatasına düşmemenizi öneririm.

Yorum yapın